BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR.. Lakin ilk filografi çalışmamız MaşaALLAH oldu

Yazı 12 ile 12
BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR.. Lakin ilk filografi çalışmamız MaşaALLAH oldu
BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞIDIR.. Lakin ilk filografi çalışmamız MaşaALLAH oldu 🙂

İyi oldu..Hoş oldu..Güzel oldu ..Filografi oldu 🙂

İlk gördüğümde ne kadar korkmuştum bu desenden!! .(ama tabiki sadece desenden ) .Tabi o zaman böyle sizlerin gördüğü gibi rengarenk değildi..Siyah beyaz fotokopiydi sadece..Korktum yapabilirmiyim diye ?? Korktuğum kadar varmış ..Az uğraştırmadı hani..Kumaşı nasıl olsun ne renk olsun ..kaç renk telle çalışalım derken karar verildi ve başlandı .. ve Yelkenliden sonraki ilk filografi  çalışmam olunca terletti azıcık , soğuk havada güzel  filografi desenim ..Eee ne de olsa nam-ı diğer “TEŞHİR-İ SABR”..Zahmet olmadan Rahmet olmadığı bi kez daha anlaşıldı..Manasına paha biçilemez,ilk göz ağrım  maşaALLAH çalışmam sayfamızın filografi satışında özel müşterisini beklemektedir..Bu kadar kelamdan sonra çalışılan filografi deseninin açıklamasını yapmadan geçmek olmaz..neymiş bu maşaALLAH bi öğrenelim  ..:)

Maşallah cümlesinde üç kelimeye veya kısma ayırabiliriz.Birincisi “Şey” anlamına gelen “mâ”, “diledi”-”istedi” anlamına gelen “şâe” fiili ve “Allah” tır.Bütün anlamı ve yapısı ile alacak olursak “Allah’ın istedi şey” veya “Allah’ın dilediği şey” anlamına gelmektedir. Bu anlam ” Allah’ın istediği şey olur, istemediği şey olmaz” terkibinin kısaltılmış halidir. Bizim kültürümüz ve toplulumuzda ise “Allah’ın dediği olur.” ifade kullanılmaktdır.

Maşallah, bir güzellik karşısında, bir nimet, bir başarı, hayret verici bir durum karşısında takdir anlamında ve göz değmemesi dileği ile söylenmektedir. Bu kullanışa sebep olan,bu konumunda kullanılmasında şu ayetler neden görülmektedir;

•”(Ey Rasûlüm!) De ki: Ben kendime Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim Eğer gaybı bilseydim elbette çok hayır elde ederdim ve bana kötülük dokunmazdı” (A’râf 7/188)

•”Bağına girdiğin zaman “maşaallâh”, “kuvvet yalnız Allah ile dir.” demen gerekmez miydi?” (Kehf 18/39)

Tags: ,

2 yorum:

hardale30 Mayıs 2013 at 01:29Cevap

Maşallah !!
Bin barekallah..
Ahh !! Hep ziyneti gibi mana-ı alisi de sabr ile örülmüş bu kelime ömrüme mıhlansa idi böyle mükemmel böyle muntazam böyle baharın en nadide çiçeklerini dizmiş gibi, acaba “şae” si makessiz kalır mıydı asıl sanatkarın? Acaba “ma” sı baştan aşağı kazurat ile sade kışr bir varlığın neresinden çıkıp gelirdi lüb? Gelip hangi libas ile görünürdü perdeler arkasından? ..
..Umulur ki ezhanlarda bu lafz-ı mücessem gibi nakş-ı aşk etsin ona isal eden tüm manalar..Rabbim yüreğinize “bela” sürürü misüllü vüsat, elinize “kun” emri misüllü kolaylık versin.Rabbim ilhamınızı bir an-ı seyyale dahi inkıtaya uğratmasın..

Mehmet Gürçay24 Kasım 2014 at 11:16Cevap

Çok güzel bir çalışma olmuş. Almayı düşünüyorum fakat bir yanlışlık var sanki ;

Mê harfinde üstün harekesi yok. Şê harfinde de üstün yerine esre harekesi konmuş harfin altına… Bu konu hakkında bilginiz var mı acaba ? Fiyatta pazarlık var mıdır 🙂

Teşekkürler. Hayırlı çalışmalar.

bursa filografi